Sabah 6 bahçede kahvemi yudumlarken bugün güzel bir gün olacak diye düşündüm. Ancak aynı zamanda özel bir gün olduğunu düşünmemiştim. Kardeşim de uyandıktan sonra yola koyulduk ilk hedefimiz Güvercinlik. Sonra Boğaziçi Köyü ve Mazı olacak.
Evet güzel bir yer Güvercinlik, sıcak insanlar var ufak bir sahil köyü. Yine kendisi gibi ufak bir meydanı var balık restoranları hemen göze çarpıyor. Yaklaşık 17 kilometre mesafede ancak buranın kışın çok ıssız olacağını düşünüyorum.
Kardeşim bana “abi şimdi harika bir yere gideceğiz” dedi Boğaziçi Köyüne gidecektik. Havalimanı yolunda giderken sol taraftan ayrılan yola gidiyorsunuz bu yılın en sonu sizi Boğaziçi köyüne götürüyor.
Boğaziçi Köyü ve Mazı
Boğaziçi köyüne geldiğinizde, kendinizi çok dingin hissediyorsunuz. Turistik bir yer değil İnsanlar burayı daha keşfetmemiş. Köy evleri orijinal halini koruyor yine ufak bir Meydanı ve şirin restoranları var. Hemen köy kahvesine dalıyoruz kardeşimle birlikte.
Bodrum’da Yaşamak İçin Alternatif Bir Yer
Osman amca ile sohbet ediyoruz. Kışın evini 300 liraya kiraya veren ev sahipleri olduğunu söylüyor. Ancak Bodruma buradan nasıl gider gelirsiniz bilmiyorum diyor. Çaylarımızın son yudumunu aldıktan sonra Osman amcaya Hoşçakal deyip ayrılıyoruz Yolumuz uzun Eren’in tırtır motoruyla Mazıya gideceğiz.
Harika orman yollarında ilerliyoruz, önümüze koyun sürüsü, inek sürüsü çıkıyor. Adettendir sanırım her köyden geçerken insanlar yüzünüze bakıyor Mazı’ya bir tepeden iniyoruz. Harika bir manzara önce Mazı köyü ulaşıyorsunuz orası bildiğimiz köy deniz kenarı değil.
Deniz kenarına gitmek için 3 kilometre daha devam etmeniz gerekiyor. İşte benim maceram burada değişiyor. Mazı’ya gelmeden önce Google Teyzeden araştırdığımıza göre üç tane koy var ve bunların en güzeli üçüncü koy.
Biz üçüncü koyu bulmak için bir sokağa sapıyoruz Sokak Bayağı uzun uzun gidiyoruz ve yollar çok bozuk. Sokağın sonunda geldiğimizde çıkmaz olduğunu fark ediyoruz ve geri dönmek zorunda kalıyoruz. Tekrar caddeye döndüğümüzde Eren heyecanlı, “minibüste bir arkadaş gördüm ararız telefonunu onunla da buluşuruz” diyor pek önemsemiyorum “olur” diyorum
Sonra bizim üçüncü koyuluyoruz açıkçası demir gibi bir suyu var aynı zamanda çok berrak. Mazı’da birkaç ufak pansiyondan başka hiçbir şey yok. Pansiyonlar temiz ancak lüks değil. Sessizlik arayanlar için harika bir durak. Yazarsanız tasarımcıysanız ya da çok sıkılıp kafanızı dinlemek istiyorsanız mutlaka gelin doğayla iç içe ve harika bir deniz var.
Birkaç saat geçirdikten sonra kardeşim hatırlatıyor “minibüste gördüğüm arkadaşı arayalım mı” diyor Ben de “arayalım” diyorum. Onun yanına gidiyoruz.
Hani bir anda hayata karşı hissettiniz duygular, bakışınız, kendi varlığınızı hissetmeniz değişir ya öyle bir şey oluyor.
Hayatıma katılacağını değil ama hayatıma dokunacağını hissediyorum.
Sohbet ediyoruz, ona “sen kimsin” diye soruyorum oda “Bu çok zor bir soru” diyor. Şu an hatırlamıyorum ama konuşma devam ediyor. Uzun bir sohbetten sonra biz geri dönmek için ayrılıyoruz. Motorun arkasında giderken düşünüyorum. O kız kim olduğunu bana anlatmak için birkaç gün sonra arayacak mı?
Sanki evrende kaybolmuş diğer parçamı bulmuş gibi hissediyorum kendimi.
35 yaşından sonra aşık olur mu belki de olur yani oluyormuş.Eminim gerçekten birkaç gün sonra bana kim olduğunu anlatıp anlatmadığı merak ediyorsunuz Evet anlattı. Belki inanması güç gelebilir ama günlerce eve kapanıp sohbet ettik.
Uykusuzluktan bitap düşünceye kadar konuştuk gerçekten kayıp parçasını bulan bir kişi ne hissederse onu hissediyordum Bodrum serüvenimin bundan sonrasının birçok karesinde o da yer alacak. Hayat, en yalın haliyle bile bundan sonra daha anlamlı olacak.