Beni nelerin beklediğine karşı duyduğum heyecan ile geldiğim yerden mağlubiyet ile sonuçlansa da bitmiş bir savaşın yarattığı huzur ve tabi çokça karmaşık duygu içinde Bodrum yokuşuna geldim. Halikarnas Balıkçısı‘nın dizelerini gördüğümde kendime geldim. Ona Tevfik Fikret’den selam getirmiştim Ertan arabayı hızla sürerken camdan elimi çıkarıp selam çakmam ondandı.
“Bodrum’a yerleşmek he” diye içimden sürdürdüğüm monoloğu Ertan bozdu “burada yaşayacaksın he bro.” Gülümseyerek yüzüne baktım ama yanıt vermedin. Çünkü cevabını aradığım ve henüz bulamadığım çok fazla soru vardı aklımda.
Mesela 35 yaşında bir adam, en verimli döneminde metropol kariyerini bırakıp, iki bavul kıyafet, üç beş kitap, ve bir kaç anısı olan eşya alıp Bodrum’a gelmeli midir? Daha bıçak sırtı sorular da var ama o başka günün konusu olsun.
“Her tür varoluşsal sorgulamayı yapıyorsunuz böyle zamanlarda. Tek sorun şu, hiç bir cevap tam doğru gelmiyor.”
Kardeşimden başka kimseyi tanımıyordum, bir süre onun yanında kalırım, sonra başımın çaresine bakarım diye düşünürken, “geldik” dedi Ertan.
Bir arabaya sığacak kadar eşyamı bahçeye çıkarıp koyduktan sonra Ertan‘ı uğurladım ve gitti. Tekrar bahçeye döndüğüm de 35 yıllık hayatımdan, 12 yıl süren evliliğimden bana kalan 3-5 parça eşya ile bir kez daha yüz yüze geldim.
Benim hikayem de sanırım söyleyebileceğim tek şey “Bazen olmuyor ama öyle güzel olmuyor ki, ancak bu kadar güzel olmayabilirdi” diyorsun.
Cervantes benden çok daha güzel özetlemiş aslında, yaşamın ayrıntılarını.
“Ruhunuz bir şövalye ise, sizin olan her şeyi, hatta hayatınızı dahi verebileceğiniz birileri ile yolunuz kesişmiş olmalı şimdiye dek ve siz bunu yaptığınız da hiç rahatsızlık duymazsınız.”
Evde kimse yok herkes işe gitmişti, derin bir nefes aldım, bir bira açıp sigara yaktım. “Evet işte Bodrum, işte hayatının ilk günü, belki de son günü de burada olacak. Şimdi ise gerçek olan tek şey var. Her şey bitti ve geride kaldı. Sen ve Bodrum varsınız, artık yeni bir şiir yazmalısın” dedim.
Gözüm gitarıma takıldı, piyanonun omzuna adeta yaslanmış duruyordu eşyaların arasında. Onları görünce kendimi daha yalnız hissettim. Böyle zamanlarda insan gelecek için büyük hayaller kuruyor ancak yarın ne yapacağını planlayamıyor.
Bodrum Yeni Hayat
İçimde ki boşluğu dolduracak, kayıp parçamın burada olduğuna karşı inancım, başıma geleceklere olan merakımı körüklüyor.
Kimilerinin kader, kimilerinse karma dediği, benim ise daha isimlendiremediğim kaosun içindeki düzen beni neden Bodrum‘a getirmişti. Birlikte yaşayıp göreceğiz, burada genellikle yazıyor olacağım.
Hikaye devam edecek.. (Devam ediyor, yaklaşık 4 yıl geçti)