Evet uzun zamandır yazmıyorum. Yazmak içimden gelmiyor. Biraz içim acıyor biraz canım yanıyor ama başlıktaki sözleri söyleyen annenin yanında benim hissettiklerim gereksiz teferruat. Geçen haftalarda 10 yaşında hayat dolu bir çocuğu, Bodrum’da toprağın koynuna verdik. Sebebi Ada trafik kazası geçirdi.
Biliyorum herkes topu birbirine atıyor. Bodrum Belediyesi, Muğla Belediyesini, Muğla Belediyesi, şoförü, şoför Ada’yı. Hergün defalarca acı fren sesinin duyulduğu caddede çeşitli bahaneler ile önlem alınmıyor. Burası Türkiye nasıl olsa insan hayatı ucuz.
Bir kişinin yada kurumun üzerine ateşten topu atıp kaçmak alçaklığına da kimse girmemeli. Sokak aralarında ve caddeler de hız limitini aşan her sürücü Ada’nın potansiyel katilidir. Karayolları, belediyeler, devlet ne kadar suçlu ise, Ada’ya çarpan sürücü ne kadar suçlu ise, toplumda o kadar suçludur.
Sadece Ada mı? Hayır daha bir ay önce trafik kazasında ölen yaşlı karı koca. Daha ondan 6 ay önce motorun üzerinde yolunda giderken trafik canavarına kurban giden bir başkası. Yine 7 yaşında bir çocuk Ada‘dan sonra araç çarpması sonucu beyin kanaması geçirdi hastanede bir hafta yattı. 7 yaşında bir çocuk azrail ile pençeleşti.
Kusura bakmayın bunları yaşarken, solurken içimden Bodrum’un en güzel 7 beach’ini yazmak, Akvaryum koyunun turkuaz denizi betimlemek, Akyar’lardan Kos adasının manzarasını anlatmak içimden gelmedi.
Ada Bodrum yelken kulübünün ve Ted Bodrum Koleji’nin en sevilen, başarılı öğrencilerindendi. Geleceği parlak özel bir çocuktu. Onun için hatıra ormanı yapılıyor. Yelken kulübü yine Ada‘nın adı ile bir musabaka düzenliyor. Onun adına daha bir çok sosyal sorumluluk projesi düzenlenecektir. Bunlar hem Ada‘nın koca koca insanlara verdiği ilhamın hemde kanayan vicdanların iz düşümüdür.
Başka Adalar Ölmesin
Peki babasının mezarı başında dile getirdiği o sözler. “Başka Ada’lar ölmesin” sözü. Gerçek olacak mı? Bilmiyorum. Ancak ben her hızlı giden sürücüyü durduruyorum ve “Bu kentte 10 yaşında bir çocuk öldü trafik kazasında, onun katili olmak ister miydin?” diyorum. Sapsarı kesiliyor. Bunu sadece ben yaptığım sürece aptalca bir davranış gibi gözükecek ve muhtemelen işe yaramayacaktır. Yurttaş olma bilinci yaygınlaşıp eyleme dönüşürse, politik ve siyasi bir tabana dayanmadan, birliktelik duygusu ile el ele verilirse her şey değişir. Şimdi değil, hemen değil, bu gün değil ancak yavaş yavaş her şey değişir.
Böyle bir bilince ulaşmamız için daha çok zaman var biliyorum. Günlerce sürecek eylemler ve sorumluları koltuğundan edecek azimli, kararlı duruşlar sergilememiz mümkün değil. Bir daha ki ölüme kadar her şeyi unutup sonra tekrar saman alevi gibi nutuklar atacağız ama emin olun o da geçecek her zaman ki gibi birileri için. Ancak birileri için hiç de böyle olmayacak. Bazen büyük acılar dünyayı değiştirir.
İşte tam da bu yüzden özür diliyorum sevgili Ada senden. Ben de zaman zaman hız limitlerini aştım, trafik ışıklarını hiçe saydım, yaya geçidinde biraz daha gaza bastım. Ben de senin potansiyel katillerinden biriyim. Ve sevgili Ada biliyor musun benim de bir kızım var. Senin yerinde o da olabilirdi. Bunu da çok iyi biliyorum.
Sen çok cesaretli bir kahramansın, diğer tüm çocuklar için kendini feda etmiş bir şovalyesin. Bundan sonra bir çocuk daha ölmesin diye herkese büyük bir ders verdin. Sen yürekli bir centilmensin. Seni hiç ama hiç unutmayacağım. Her yıl 10. yaşını kutlamak için doğum günün de seninle olacağım. Ben pek inanmam öyle şeylere ama eğer bizi görüyorsan cennetten, eminim yarattığın bu büyük değişim için gurur duyuyorsun kendinle. Duy, bunu en çok sen hak ediyorsun. Ada herkes seni çok seviyor, sen de bizi unutma olur mu?