Öncelikle Heredot’dan bahsetmek istiyorum. 3. Yaş aktivite platformu. Üçüncü yaşı da açayım bilmeyenler için 50 yaşını aşmış, emekliliğe hak kazanmış ancak üretmeye devam etmek isteyen insanlara verilen genel bir isim bu.
Avrupa’da daha çok kullanılıyor bu terim. Sanırım 3. Yaşı Avrupa’lılar artık köşeye çekilme zamanı olarak değil fırsat olarak gördükleri için. Bodrum trekking ekipleri içinde de en iyilerinden diyebilirim.
Kız arkadaşım Heredot’un bir çok aktivitesine katılıyordu. Okuma, düşünme, yürüme vs. Bodrum kışın zaman zaman gerçekten çok sıkıcı olabiliyor. Hava kararınca hafta içi sokaklarda kediler bile dolaşmıyor.
Benim gibi 35 yılını metropolün merkezinde 15 milyon insanla geçirmiş biri kültür şoku yaşayabiliyor.
Arkadaşlardan öğrendiğime göre ilk yıl kültür şoku ve evi ısıtma sorunları herkesin başına geliyormuş. Zamanla adaptasyon süreci ile birlikte yeni yöntemler ve yollar bularak bu iki sorundan kurtuluyormuşsunuz. İşte Heredot sanırım bulduğum yollardan ilki.
Bodrum Trekking Başlıyor
Harika bir parkura gittik. Bodrum merkeze 10 dakika uzaklıkta diyeceğim inanmayacaksınız. Torba köyünde araçlarımızı park ettik. Ve doğu yönünde yürümeye başladık. Yaklaşık 35 kişilik bir ekiptik. İstanbul’da da sık sık trekkinglere katılıyordum. Ballıkayalar, Riva, Polenezköy’de harika parkurlar vardır. Ancak otomobil sesinin olmadığı, yalnız böcek ve kuş sesini duyduğunuz, tek bir insana rastlamanın bile zor olduğu parkurda yürümenin keyfi gerçekten farklıymış. Bir de domuzların otlar arasından geçerken bıraktıkları izleri gördüğünüzde kendinizi vahşi doğanın kucağına bırakıyorsunuz.
Sabah saatlerinde yapılan bu yürüyüşler güneşin açısı, hafif pus ve zindelik açısından bambaşka bir doyum yaşatıyor insana. Özellikle fotoğraf ile ilgilenen birisi iseniz, inanılmaz kareler sunuyor.
Yürüyüşümüz çok ilginç bir noktada son buluyor. Uluslar arası ödüle sahip Demirciköy oteli. Sakın 5 yıldızlı büyük resort otel bulacağınızı düşünmeyin. Hatta görmek için çaba harcamanız gerekiyor. Yürüyüşün gediklileri Demirciköy otele geldik işte burası dediğinde ben etrafta hiçbir şey göremiyordum.
Sonra anladım ki ayaklarımla bastığım zemin otelin çatısıymış. Doğa ile o kadar uyumlu yapılmış ki dikkatli gözler ile bakmadığınız da içine girinceye kadar bir tesiste olduğunuzu anlayamıyorsunuz.
Dönüş yolunda da gözden kaçırdığınız detayları farkına varmak için fırsatınız var. Ortalama bir hız ve çok mola vermeden devam ederseniz 2-2.5 saatte gidiş dönüş trekking tamamlanıyor. Ardında Torba köyünde harika bir Ada Çayı ile yorgunluğunuzu atıyorsunuz ve saat ancak 12 olduğundan günün geri kalanı için yeni planlar yapabiliyorsunuz. Tabi benim aklımda kalan soru ise yazın bu harika doğa parçasında yüzmenin nasıl bir deneyim olacağıydı.
[…] Bodrum’da trekking yapmak çok keyifli ve bir çok parkur var. Benim en sevdiğim parkurlardan biri de Torba’da. Hem zorluk seviyesi düşük çoluk çocuk, genç, yaşlı gidebilirsiniz hep birlikte hem de doğayla baş başa sakin bir gün geçirebilirsiniz. Bodrum Torba’da ki bu trekking parkuru yazısı için lütfen tıklayınız. […]